27 EYLÜL – 3 EKİM HAFTASI

Bu haftaya Terazi’deki Merkür’ün geri hareketiyle başlıyoruz. 2021’in Merkür gerilemeleri, hava burçlarında gerçekleşti. 30 Ocak- 21 Şubat arasında Kova’da gerileyen Merkür, 30 Mayıs–23 Haziran arası İkizler’de gerilemişti. Şimdiyse Merkür, 27 Eylül-18 Ekim arası Terazi burcunda gerileyecek. Hava burçları, akılla ve iletişimle işlev görür dolayısıyla her türlü iletişim kanalında gerçekleşecek aksamaların, bozuklukların ve fikirsel çatışmaların etkisinde çok daha fazla kalabiliriz. Gökyüzündeki hava elementi vurgusu (Güneş/Merkür/Mars Terazi’de– Jüpiter/Satürn Kova’da), zihinsel yoğunluğa ve gerilime yol açmakla kalmıyor aynı zamanda bizi düşünmeye zorlayan koşulları önümüze getirerek, fikirlerimizi/bakış açımızı geliştirmeye ve değiştirmeye de zorluyor. Bu gelişmelerin belirlediği rotada giderken de, yine bir hava burcu olan Terazi’deki bu gerilemeyi, özellikle bir ‘zihinsel dinlenme ve yeniden değerlendirme molası’ olarak düşünebiliriz. Bu önümüzdeki süreç, akıl karışıklığı, çok düşünmek, yanlış anlaşılmalar, anlaşmazlıklar, iletişim problemleri, haberleşmede zorluklar, yanlış/eksik bilgiler almak, mesajların/gönderilerin ulaşmasında zorluklar, istediğimiz bilgilere/kişilere ulaşamamak ve öğrenim süreçlerindeki aksamalar gibi konuları gündemimize taşıyabilir. Arkamıza dönüp yaptıklarımıza ve ne kadar yol aldığımıza şöyle bir bakacağımız bu dönem, kesin kararlar ve hükümler verme dönemi değil; geri hareket döneminde yoğunlaşacağımız şeyler, yaşadıklarımızı hazmetmek, yeniden değerlendirmek, işlerimizdeki eksikleri tamamlamak ve birçok anlamda kendimizi toparlamak olabilir. Unutulan veya dikkatimizden kaçan birçok konuya odaklanmak ve bunları çözmek durumunda da kalabiliriz.

Merkür bu hafta 22 Eylül’de Oğlak’taki Pluto ile yaptığı kareyi tekrarlayacak. Merkür–Pluto karesi, 22 Eylül’de, 1 Ekim’de (geri hareketteyken) ve 2 Kasım’da olmak üzere üç defa gerçekleşiyor. Gerileme döneminde tekrarlayan bu kare, Dolunay civarı (bu kare 21 Eylül’de gerçekleşen Balık Dolunay’ında etkiliydi) gündeme gelen iletişimsel krizlere vurgu yapabilir. Kuşkular, paranoyalar, saplantılı/intikamcı/kinci düşünceler, sözel tehdit/saldırı, iletişimde stratejilerle/taktiklerle sürekli karşıdakini alt etmeye çalışmak ve gizli bilgilerin/sırların ifşa edilmesi söz konusu olabilir. Merkür’ün yöneticisi Venüs’ün 7 Ekim’e kadar ‘zararlı’ konumda olduğu Akrep’te olduğunu hatırlarsak, ‘güçlü’ olma ve kontrol etme takıntısı, gerçek ve etkili iletişimi engelleyebilir. Bu açı, uzun süredir görmezden geldiğimiz ve yüzleşmek istemediğimiz birçok konuyu gündemimize taşıyabilir. Canımızı da sıksa, gerçekleri konuştuğumuz ya da duyduğumuz konuşmalar yapabiliriz. Bu açının getireceği, “neden/niçin” sorularını ve krizleri, hem kendi psikolojik süreçlerimizi hem de o durumu/konuyu derinlemesine anlamak, iyileştirmek veya miadını doldurduğunu düşündüğümüz şeyleri bırakmak, özellikle ‘zihinsel çöplerimizi’ atmak için kullanabiliriz.

Bu hafta Akrep’teki Venüs’ün açıları oldukça etkili.Bahsettiğim gibi Terazi’de gerileyen Merkür’ün de yöneticisi olması bakımından önemli. Venüs, 29 Eylül’de önce Balık’taki Neptün ile üçgen, 1 Ekim’de Kova’da gerileyen Jüpiter ile kare açı ve 2 Ekim’de ise Oğlak’taki Pluto ile altmışlık açı yapacak. Venüs-Neptün üçgeni, dişil ve içedönük su burçlarında (Akrep-Balık) gerçekleşecek. Bu açı, ‘bilinçdışı’ yönümüze, duygulara, sezgilere ve ruhumuzun sevdiği, arzuladığı ve özlem duyduğu şeylere yönelmek üzere bize rehberlik edebilir. Neptün de ‘alıcı’ ve pasif bir prensibi temsil ettiğinden, yaşamın bizi nereye götürmek istediğini kavrayabilmek için, akıntıya karşı kürek çekmekten çok, cevapları almak veya çözümleri iyice görebilmek adına, kendimizi ‘almaya’ ve ‘kabullenmeye’ açık bir duruma getirmemiz gerekiyor. Bunun anlamıysa, sürekli neler yapmamız gerektiğini söyleyen düşüncelerimizi susturarak sessizce “an’da” kalmak, şimdiye odaklanmak, yaşamın ve iç sesimizin bize ne söylemeye çalıştığını anlamaya çalışmak olabilir. 1 Ekim’de gerçekleşecek Venüs-Jüpiter karesi, birçok anlamda ‘ölçüsüzlüğe’ neden olarak, özel/profesyonel ilişkilerdeki alma-verme dengesinin bozulmasına, etik değerlere veya prensiplere aykırı bir iştaha/tutkuya, doyumsuzluğa, para/zaman/enerji israfına ve adalete aykırı bir fanatizme (çifte standartlar) yol açabilir. Bize ruhen/bedenen zarar verecek şeylere çekim duymak ve sınır koymakta zorlanmak söz konusu. Ayrıca doyum ve uyum sağlamak için fazladan çaba sarf etmek gerektiğini düşünerek, yaptıklarımızı abartabiliriz. 2 Ekim’de kesinleşecek Venüs–Pluto (Oğlak’ta) altmışlığı neyse ki, bu ölçüsüz ve doyumsuz seyredebilecek enerjiyi kontrol altına almamızı sağlayabilir. Jüpiter’in ‘büyüteciyle’ iyice dikkatimizi çeken konularda, ‘zararlıyı’ kontrol altına alarak veya elimine ederek bir iyileşme sürecine girmek mümkün. Ayrıca maddi/manevi krizleri ustalıkla idare etmek ve ilişkilerden destek/güç almak söz konusu.30 Eylül’de kesinleşecek, Güneş (Terazi)- Satürn (Kova) üçgeni de, bu enerjiyi destekler nitelikte ve birçok anlamda sorumluluklarımızı ciddiye alacağımıza işaret ediyor. Bu hafta özellikle, kararlarımızı ve hedeflerimizi bir ‘gerçeklik testinden’ geçirebiliriz. Doğamıza uygun olmayan, bizi aşan ve aşırı zorlayan konulara sınır koyarak, bize uzun vadede yararlı olacak şeylere odaklanmak mümkün. Kova’daki Satürn de geri harekette olduğundan, özellikle geçmişten getirilen konuların aydınlığa (Güneş) kavuşması ve bazı konularda farkındalığımızın artması da söz konusu olabilir…

Gözde Kara (c)

@astrolog_gozdekara