Bu hafta genel anlamda Terazi’deki Merkür’ün gerilimli açıları dikkat çekiyor. Merkür, bu gerilimli açılar serisine, 17 Eylül’de gerçekleşen Yeniay’da, Oğlak’taki Jüpiter’e kare açısını kesinleştirerek başlamıştı. Merkür’ün vurgulandığı bu Yeniay’la birlikte, hem zihinsel/iletişimsel aktivitelerimizin hem de öğrenme/bilgilenme/haberleşme gibi temaların dozu arttı. Bu açı, aşırı zihinsel meşguliyetin yol açtığı odaklanma sorunları, gerçek bilgilerden ziyade varsayımlara ve önyargılara dayalı verilen kararlar, aşırı subjektiflik, fanatik düşünceler, yanlış muhakeme yapmak, zihinsel ukalalık ve kararsızlık gibi konuları önümüze getirmişti. Aşırı güvenle ve iyimserlikle boyumuzu aşan sözler de vermiş olabiliriz. Bu haftaya da 21 Eylül’de gerçekleşecek Merkür ve Oğlak’taki Pluto arasındaki kare açı başlıyoruz, sonrasında ise 23 Eylül’de gerçekleşecek Merkür-Satürn karesi var. “Kare açı” doğası gereği, içsel bir gerilime/çatışmaya işaret eder; bu gerilim de bizi dış dünyada harekete geçmeye zorlar. Merkür’ün, Pluto ile olan karesi, öncelikle zihinsel anlamda yaşayacağımız krizlere işaret ediyor. “Sansürün ve sınırların” gezegeni Satürn ise, Merkür’ü baskılıyor. Dolayısıyla kendimizi doğru ifade edememe ve anlaşılamama korkusuyla, düşüncelerimizi kendimize saklama ve susma eğiliminde olabiliriz.
Pluto ve Satürn’ün getirdiği, düşüncelerin baskılanması ve gizlenmesi sonucu yaşanacak içsel gerilim ve kriz, obsesyon, takıntı, saplantı, sabit fikirlilik, düşüncelerde güç savaşı, paranoya, olumsuz/depresif düşünceler, endişeler, korkular ve karamsarlık şeklinde kendisini gösterebilir. Merkür- Jüpiter karesinin getirdiği “fanatizmin” üzerine gelen bu iki gerilimli açı, önümüzdeki bir konuya aşırı uçlarda, aşırı tutucu ve katı bir şekilde yaklaşma eğiliminde olabileceğimizi gösteriyor. Bir şeyi “ya siyah ya beyaz görmek” veya “ya tamamen iyi ya da tamamen kötü” değerlendirmek şeklinde iki uçta gidip gelebiliriz. Zihinsel anlamda bizi rahatsız eden bu olumsuz düşünceleri ifade etme ya da diğer bir deyişle “zehrimizi” dışarı atma şeklimiz de, yarayıcı sözler, incitici imalar, sözel taciz, sözel tehdit, manipülatif iletişim, taktiklerle ve stratejilerle karşısındakini alt etmeye çalışmak, sırları ifşa etmek veya aleyhte kullanmak şeklinde olabilir. Fakat kare açıların yol açtığı bu gerilimin dışavurumu için gereken zemini, 24 Eylül’deki Merkür ile Koç’ta geri hareketteki Mars arasındaki “karşıtlık” açısı hazırlıyor. “Çatışmaya” işaret eden bu açı, bastırdığımız duygu ve düşünceleri karşımızdakine öfkeyle ifade edeceğimize ve tartışmalara açık olacağımıza işaret ediyor. Bu hafta neyi nasıl ifade ettiğimiz, yani “sözcükler” ve onları nasıl kullandığımız oldukça önem kazanıyor. 22 Eylül’den itibaren Güneş de Merkür gibi, adil, diplomatik ve uzlaşmacı Terazi burcunda olacak. Dolayısıyla “öteki insan” ile yaşadığımız iyi ya da kötü deneyimlerde, eşitliği, adaleti sağlamak ve her iki tarafın da kazandığı durumlar yaratmak oldukça önemli. Bu haftanın sonunda (27 Eylül’de), Merkür Terazi’deki bu zorlu yolculuğunu tamamlayıp “içe dönük” bir su burcu olan Akrep’e geçecek ve bizi duygusal/ psikolojik süreçlerimizi daha derinlemesine anlamak üzere teşvik edecek….
Gözde Kara