Satürn Balık’ta – Hayal Kırıklığı ve Ruhsal Disiplin

Satürn, 7 Mart’ta Başak’taki Dolunay’la beraber Balık burcuna giriyor. Buradaki yolculuğu, 14 Şubat 2026’a sürecek. Bu süreçte, 17 Haziran 2023 – 4 Kasım 2023 arası, 29 Haziran 2024- 15 Kasım 2024 arası ve 13 Temmuz 2025- 28 Kasım 2025 arası olmak üzere 3 defa gerileyecek. Son geri hareketi, Koç burcunda başlayacak (26 Mayıs 2025’te Koç burcuna giriyor). Fakat 1 Eylül 2025’ten 14 Şubat 2026’a kadar, yaklaşık 4 buçuk ay yine Balık’ı ziyaret ettikten sonra temelli Koç burcunda ilerlemeye başlayacak. Satürn’ün Balık transiti, doğum haritalarında öncelikle Balık’ta gezegenleri/köşe noktaları olanları etkiliyor; sonrasında ise diğer ‘değişken’ burçlarda (İkizler-Başak-Yay) gezegenleri ve ‘köşe noktaları’ olanları daha fazla etkileyecek…

Satürn, bizim ‘yapılandırma’ – inşa etme fonksiyonumuzu temsil eder ve yaşamımızın hangi alanlarını etkiliyorsa (Doğum haritamızda hangi evde veya bu transit hangi evimizde gerçekleşiyor?), o yaşam alanımızı ‘gerçekçi’, ciddi ve kurallara uygun bir şekilde inşa etmeye zorlar. Önceden kolaya kaçarak veya yaşamın/çevremizin gerçekliklerini yok sayarak yanlış/eksik adımlar attığımız veya ‘korkuyla’ geri adım attığımız, kaçtığımız ve yüzleşemediğimiz konular varsa, Satürn bunlarla bizi yüzleştirmeye zorlayacak deneyimleri önümüze getirir. Satürn prensibi, ‘korku(Özellikle yaşam/ölüm korkusunun yanı sıra, yetersizlik/başarısızlık korkusu – hatta kişiyi başarıya götürecek ve potansiyellerini gerçekleştirecek sorumlulukları alma konusundaki korkusu vb), çaba, disiplin ve zamanla gelen olgunluk/bilgelik ile ilgili; en çok korktuğumuz alanlar ise, hem en fazla kontrol etmeye/denetmeye çalıştığımız veya sürekli en fazla çabayı sarf ettiğimiz hem de aslında korkumuzu aştığımızda, bizi biz yapan, kendi doğamızı/gerçek potansiyellerimizi yaşama sokarak başarıya ulaşacağımız alanlar…

Satürn Balık’ın korkusu ise öncelikle belirsizlikten ve kaostan korkmak… Yaşamın akışına veya bilinmeyene, duygulara/sezgilere/önsezilere güvenememek… Dahası bu korku, yaşamın, evrenin veya Tanrı’nın önümüze getirdiklerini kabullenememek (bir şeyler ideallere/hayallere uygun olmayınca gelen memnuniyetsizlik), bu memnuniyetsizlikle yaşamdan/gerçeklerden kaçmak, hem kendimize hem çevremize karşı gerçek anlamda merhametli/şefkatli davranamamak, merhameti/kabulleniciliği karşımızdakine ‘koşullu’ vermek (Şöyle olursan seni kabullenirim…), bizi gerçek anlamda duygusal veya manevi birlik duygusuna ulaştıracak empatiyi ve anlayışı sürekli karşımızdan beklemek (başkalarının bize acıyarak kurtaracağı illüzyonuna kapılmak), muhtaç durumdakilere yardımı gerçekten içten gelerek değil de, bir sosyal sorumluluk projesi algısında, statü/prestij endişesi ile yapmak zorunda hissetmek veya bir konudaki en vizyon sahibi, en yetkin kişi iken, korkuyla kendini geri çekerek o durumdaki insanları hayal kırıklığına uğratmak şeklinde kendisini gösterebilir…

Satürn, ayrıca sınır koymayı, katılığı ve duyarsızlığı temsil eder; Balık’taki transitinde ise, sınır koymak–sınırsız davranmak, duyarlılık-duyarsızlık ve katılık–çözülme gibi temaları deneyimleyeceğiz; bir anlamda bu bahsettiğim konuları belirli bir dengeye ulaştırana kadar, aşırı katılaştığımız yerlerde, esnemek; sınırsız davranarak veya kendimizi kandırarak hayal kırıklığına uğradığımız alanlarda ise ‘sınırlarımızı’ belirlemek isteyebiliriz…Satürn transiti özellikle kişileri/durumları ‘yücelterek’ (‘insanüstü’ bir şekilde değerlendirdiğimiz insanların gerçek yüzünü görmek – kendimizi sürekli kandırdığımız durumların içyüzünü kavramak) sonrasında hayal kırıklığına uğradığımız konularda bize yeni ve daha gerçekçi bir ‘ruhani’ çerçeve sağlayabilir… Bunun anlamı, illüzyonları, gereksiz endişeleri ve yükleri bırakarak, daha ayağı yere basan ve sade bir şekilde ilerlemek olabilir. Balık hem zodyak’ın son burcu hem de kaos ve dağılma ile ilintili; dolayısıyla burada kişisel ve toplumsal anlamda bizi baskılayan birçok eski/geleneksel yapının dağılması söz konusu… Bu koşullarda ise, ‘eski’ hayallerimizin/beklentilerimizin test edildiği bir dönemden geçecek ve bu süreç boyunca kendi gerçek doğamıza uygun beklentiler geliştirmeyi öğreneceğiz… Balık, çift bedenli bir burç; maddi/manevi veya dünyevi/ruhani yönlerimizi dengelemek de önem kazanıyor. İyileştirmek istediğimiz konularda ise, sadece dua etmek işe yaramayabilir; hayallerimizi yaşama geçirmek üzere planlamalar yapmamız ve gerçekçi adımlar atmamız gerekiyor… Liz Greene, “Saturn: A New Look at an Old Evil” kitabında Balık’taki Satürn için şöyle der: “Balık’taki Satürn’ün gerçek potansiyelini göstermesi için, kişinin içsel bir tefekkür yoluna girmeye ve daha ‘mistik’ bir yola bağlanmaya gönüllü olması gerekebilir. Mistikler sonsuza kadar birlik duygusunu arar ve bu birlik duygusu asla başkalarına karşı olan ‘sorumluluk duygusundan’ vazgeçen bir tarzda değildir; mistikler belirli mesafeden herkesi anlar, sever ve sorumluluk hisseder…” Bir anlamda kişinin, çaresizlik, umutsuzluk ve potansiyeli ne kadar büyükse, içsel anlayış, içgörü ve bilgelik potansiyeli de o kadar büyüktür… Satürn Balık’ın dersi de, çaresizliğe, korkuya ve belki belirsizliğe rağmen yaşamın akışına güvenmek, kontrol edebileceğimiz şeylerle edemeyeceğimiz şeyleri fark edip burnumuzun ucuna (günlük yaşama) bakarak gerekenleri yapmak ve içsel kavrayışlarımızı/vizyonlarımızı yaşama geçirmek olabilir…

Gözde Kara
@astrolog_gozdekara

Kaynaklar:
*Astroloji Dersleri, Barış İlhan
*Saturn: A New Look at an Old Evil, Liz Greene
*Cosmos and Psyche, Richard Tarnas