MERKÜR YAY’DA

Merkür 1 Aralık itibariyle Yay’daki transitine başlıyor ve 21 Aralık 2020’ye kadar burada kalacak. Bir ateş burcu olan Yay’daki Merkür’ün iletişim tarzı, açık, hevesli, coşkulu ve iyimserdir. Düşünme şekli ise, bir şeyin ayrıntılarına odaklanmaktan ziyade, parçaları birleştiren, sentezleyen ve ‘bütün resmi’ algılayan bir tarzdadır. Akıl, yüksek ideallerin, inançların ve prensiplerin peşindedir. Prensiplerini ve inaçlarını oluşturan temel ‘deneyimleridir’. Yaşantıları üzerinden kendi yaşam bilgeliğine ulaşır ve bunu sonra başkalarına da aktarır. Merkür bu konumda kendi düşüncelerine ve yargılarına çok fazla güvenir ve aşırı iyimserdir. Kendi ‘aklına’ haddinden fazla güvendiğinde, gölgeleri ortaya çıkar. Yaşamın gerçeklerine veya kişinin kendi deneyimine dayanmayan varsayımlar, kanılar, kendi aklını herkesin aklından üstün görmek, ukalalık, sürekli vaaz verir gibi konuşmak, söylediklerini gerçek hayatta uygulayamamak, fanatik düşünceler, aşırı yargılayıcılık ve şimdiye/bu ana odaklanamadan sürekli İleriyi/geleceği düşünmek ve bugünün gerçeklerini ıskalamak söz konusu olabilir. Bildiğini ya da ‘en doğrusunu’ bildiğini düşünmek ve kendi düşüncelerinden aşırı memnuniyet, kişiyi hem ‘öğrenmeye’ kapatır hem de ona birşeyi adamakıllı anlamasını engelleyen önyargılı ve herşeyi genellemeye eğilimli bir zihin verir. Yay, değişken bir burç olarak öğrenme ve bilgilenme ile bağlantılı, bu yüzden bu konumda zihni farklılığa açmak, farklı bakış açılarını anlayarak hoşgörü geliştirmek ve öğrenilmek istenen konu neyse o konuyu yaşama sokarak ‘uzmanlaşmak’ oldukça önemlidir.

Güneş’ten sonra Merkür’ün de Yay’a geçmesiyle birlikte, farklı şeyler öğrenmeye ve deneyimlemeye daha açığız fakat Merkür, bu konumda rahat değil; ‘zararlı’ bir pozisyonda. Mantık, rasyonellik, ayrıntılara/hedefe odaklanmak ve dikkat gibi ifadelerini gösteremiyor. Bu da zihinsel aktivitelerde, öğrenme süreçlerinde ve iletişimde problemlere yol açabilir. Yay’daki Merkür ve Güneş’in yöneticisi Jüpiter, Oğlak’da hem ‘düşük’ bir pozisyonda, hem de iki Uğursuz’un – Satürn/Pluto – arasında duruyor. Jüpiter bu güçsüzlüğüyle, büyüme, yayılma ve gelişme enerjisini ifade edemiyor dolayısıyla bize yeni fırsatlar, şans ve bolluk getiremiyor. Jüpiter, dokunduğu gezegenin ifadesini ‘abartır’. Bu durumda, Satürn’ün sürekli daraltan, engelleyen, “hayır” diyen ve sorumluluk/görev yükleyen enerjisiyle, Pluto’nun tüm gücüyle bizi önce ‘krize’ sonrasında da köklü bir değişime iten enerjisini daha fazla deneyimleyeceğiz. Jüpiter’in Oğlak’taki ifadesi, pratiklik, gerçekçilik ve uygulamadır. Bu seneyi bitirmeden (özellikle 19 Aralık’ta 0 derece Kova’da gerçekleşecek Jüpiter-Satürn kavuşumundan önce), şu anki önemli ve öncelikli işleri belirleyerek ertelemeden yapmak için uygun bir dönem olabilir. Bu iki gezegen Oğlak’tan çıkmadan önce, son bir çabayla ve azimle bir işi/görevi tamamlayabiliriz. Dışa doğru açılamasak da, Yay mevsimi bu sefer bizi, tek başına çıkmamız gereken ‘içsel’ bir yolculuğa çıkaracak gibi görünüyor…

Gözde Kara