VENÜS-PLUTO KARŞITLIĞI

30 Ağustos’ta, Yengeç’teki Venüs ile Oğlak’taki Pluto arasındaki karşıtlık açı kesinleşiyor. Bu açı özellikle, sevgi, aşk, ilişkiler ve finansal konulardaki kontrolümüz dışında gelişen krizlere işaret ediyor. Yıkıcı ve zorlayıcı bir prensibi temsil eden Pluto’nun Venüs ile olan bu “gerilimli” açısı, uyum, ahenk, sevgi ve ‘değer’ anlayışımızı yıkarak dönüşüme uğratacak yoğun deneyimleri önümüze getirebilir. Bu dönüşümün amacı, eskiye dair saplantılı, bağımlı, zararlı ve gelişime engel olan davranış kalıplarından kurtularak iyileşmek ve yenilenmektedir. Fakat Pluto “acıtarak” iyileştirir; bunu da bizi, yüzleşmek istemediğimiz, tüm korkularımızın, kötü duygularımızın su yüzüne çıkmasını sağlayacak ‘pis ve karmaşık’ durumlara sokarak yapar. Bilinçli isteğimizin aksine, saplantılı olarak bize her anlamda zarar verebilecek bir şeye/ bir insana/bir duruma çekim duyarız. Hatta ona bağımlı hale geliriz. Yoğun duyguların etkisi altında kalarak, hem derin bir kaynaşma arzusu duyar hem de yakınlaşma korkusu yaşarız. Yakınlaşmak ‘aciz’ kalmakla eştir. Bu durumda ‘kaybetmek’ ve savunmasız kalmak, bir ölüm kalım meselesi haline geldiğinden, karşımızdakini kontrol etmeye çalışır ve güç savaşına gireriz. “Anahtar sözcükler” olarak ele alırsak bu transit boyunca:

  • ‘Ya hep ya hiç yaklaşımı’ (aşırılıklar),
  • Para/güzellik/estetik güçtür yaklaşımı,
  • Sadece kişiye güç sağlayacak ilişkilere girmek,
  • Sevilen ya da çekim duyulan şeye ya da insana karşı takıntılı, bağımlı,obsesif kıskanç ve sahiplenici davranmak,
  • Kontrol/güç amacıyla zorlayıcı , stratejik ve manipülatif davranmak,
  • Yıkıcı/zararlı/acı veren şeylere çekim duymak,
  • Tabu sayılan, toplum dışı zevkler,
  • ‘Gizlilik sevgisi’, gizli/derinde kalmış şeyleri araştırmayı sevmek,
  • Kişinin sevgiye, ilişkiye, güzelliğe maddi/ manevi değerlere bakış açısını dönüştüren kayıplar,
  • Hem ilişkilere hem de kişiye zarar veren kin/intikam duyguları söz konusu olabilir.

Bu gerilimli açıya verilebilecek iki yanıt olabilir. Birincisi “iyileşmek” adına, karşımıza çıkan deneyimi ya da insanı ‘kötü’ diye yargılamadan önce, o konunun sizinle de ilgili olduğunu ve size bir ‘mesajı’ olduğunu unutmadan, kendi “karanlığıyla/gölgesiyle” (kötü/pis diye bastırılan duygular) yüzleşmek ve kabullenmek; ikincisi ise “yenilenmek” adına, bazı şeylerin bittiğini/öldüğünü kabullenerek bırakmak ve eskiyi elimine etmektir.

Gözde Kara