MERKÜR-SATÜRN KARESİ

Terazi’deki Merkür, 23 Eylül’de Jüpiter ve Pluto’dan sonra Oğlak’taki Satürn’e kare açısını gerçekleştirecek. Merkür’ün yaptığı bu gerilimli açılar, özellikle Eylül’ün sonlarına doğru zihinsel anlamda bizi zorluyor. Bu açıları, ikisi kötücül (Satürn-Pluto) olmak üzere “dışsal” gezegenler yapınca da, Merkür’ün konuşma, dinleme, doğru muhakeme yapma, mantık zinciri kurabilme, doğru algılama, doğru bilgilenme, net bilgilere ulaşma ve doğru/net bilgileri aktarma gibi olumlu özellikleri gölgeleniyor ve bunu geniş çaplı olarak, kontrolümüz dışında gelişen olaylar şeklinde deneyimliyoruz. Eğitim ve öğrenme süreçleri de bundan nasibini aldı. Bu açılar iletişim anlamında birçok krize ve zorluğa işaret ediyor. “Sansürün” ve sınırların gezegeni Satürn’ün etkisini de, baskılayıcı düşünceler, kişinin kendisini sabote etmesine neden olan korkular, konuşmakta veya düşünceleri ifade etmekte zorlanmak, susmak, iletişimi (konuşmayı/dinlemeyi) reddetmek, engellemek ya da yasaklamak, zihinsel blokajlar, karamsar/depresif düşünceler, vesveseler, endişeler, birşeyleri çabayla, zor yoldan öğrenmek ve eğitim/öğretim süreçlerindeki zorluklar şeklinde deneyimleyebiliriz. Satürn, yaşamımızdaki bir otorite figürünü (baba, anne, patron, müdür, öğretmen vs.) ve kuralları da sembolize eder; bu açıdan bu figürlerle yaşayabileceğimiz yazılı veya sözlü olabilecek iletişim sorunlarını (kontrat/evrak imzalamak, sınava girmek vb.), haberleşmede ve ulaşımda olabilecek problemleri de düşünebiliriz.

Satürn dokunduğu gezegenin ifadesinde “yetersizlik duygusu” ve “korku” yarattığından, bu gerilimli açı, yaşadığımız en önemsiz ve ufak bir durumu bile, sanki karşımızda bir otorite figürü varmış da o an bir “sınava tabi tutuluyormuşuz” gibi görmemize neden olur. Düşünceler aşırı kontrol altında tutulur, tekrar tekrar gözden geçirilir, çok düşünülür ve dolayısıyla yanlış bir şey söylemekten korkulur. Söylesem mi söylemesem mi derken, donakalır ve kendimize sansür koyarız. Satürn’ün bu daraltan ve kısıtlayan enerjisinin amacı, aslında zihni bir noktaya odaklamak ve onu bir hedefe ulaştıracak disiplini kazandırmaktır. Merkür-Satürn karesi, bize zihinsel bir kasvet verse de, diğer yandan “kelimelere” verdiğimiz önem de fazladır. Ağzımızdan çıkanı kulağımız duyar, düşündüklerimiz/söylediklerimiz ciddiyet kazanır, bir şeyi etraflıca düşünebilir ve titizlikle yapmamız gereken birşeye odaklanabiliriz. Zihnimizin yarattığı korkuların ve endişelerin nedenini anlamaya çalışabiliriz. Bunların kaynağı, çok fazla düşünüp hiçbir şey yapmamak ve zihinsel enerjimizi yanlış bir yere kanalize etmek olabilir. Belki birşeyleri ciddiyetle ele alma, onunla ilgili gerçekçi bir plan yapma ve uygulama vaktimiz gelmiştir…

Gözde Kara