17 Ocak 2021’de Kova’daki Jüpiter ile Boğa’daki Uranüs arasındaki kare açı kesinleşiyor. Bu kare açı daha önce 2014’te Öncü burçlarda (Jüpiter/Yengeç-Uranüs/Koç) gerçekleşmişti; hatta o sene Mars (Terazi) ve Pluto ile (Oğlak) birlikte Öncü Büyük kare oluşturuyorlardı. Öncü niteliğin doğasına uygun olarak 2014 yılında baş gösteren, dinamizm ve hız kazanan olaylar, son yedi senede bizi oldukça etkileyen, birçok anlamda değişime/büyümeye zorlayan bir zinciri başlattı. Bu sefer sabit (Boğa-Kova) burçlarda gerçekleşen bu kare, bu konuların istikrarı ve sağlamlığıyla ilgili bazı sorular sormamıza neden olacak. Uranüs, ani değişimlerin/devrimin gezegeni; özgürlükçü/yeniliğe açık Kova burcundaki Jüpiter’in de modern yöneticisi. Diğer yandan Jüpiter, Kova’nın geleneksel yöneticisi Satürn ile de kavuşum halinde. Neticede bu gerilimli açının getireceği temalar, Uranüs ve Satürn etkine bağlı olarak gelişecek. Bilinen/alışıldık olandan özgürleşmek (Belki kopmak), gelişmeye/yeni deneyimlere yer açmak ve ‘yeniyi’ inşa etmek üzere plan yapmak/çalışmak şeklinde bir zincir düşünebiliriz. Bu karenin sabit burçlarda olması, açık görüşlülüğümüzü kaybettiğimiz, değişmekte zorlandığımız ve inat ettiğimiz bazı konuları düşündürebilir; bu alanlarda değişime ve konfor alanımızdan çıkmaya zorlanmamız olası. Diğer yandan, Uranüs’ü sırf ‘kopmak’, eskiyi alt üst etmek şeklinde düşünemeyiz. ‘Eskiye’ bakış açımızı değiştirerek ‘eskiyle’ olan ilişkilerimizi tamamen değiştirmek ve yeni yöntemlerle ilerlemek de söz konusu. Yani Jüpiter-Uranüs açısı, bizi zorlayarak bazı konularda bize içsel bir özgürlük ve anlam duygusu da kazandırabilir.
Boğa’daki Uranüs 14 Ocak itibariyle ileri hareketine başladı; dolayısıyla Jüpiter ile yaptığı bu kareyle, etkisini daha güçlü hissedeceğiz. Beklenmedik/ani gelişmeler gündemimize gelebilir. Jüpiter, Uranüs’ün öngörülemez ve istikrarsız enerjisini arttırıyor. Dolayısıyla ardı ardına gelen gelişmelerle bir çok anlamda afallamak, nasıl uyum sağlayacağını ve ne yapacağını bilememek söz konusu olabilir. Diğer yandan büyümek veya kendimizi yeni deneyimlere açmak istediğimiz bir alanda bu değişimi biz de başlatabiliriz. Açı gerilimli olduğundan, bazı alanlarda özgürlük ve değişim ihtiyacını iliklerimize kadar hissedip harekete geçmeye zorlanacağız; sonrasında ise isyanın, mesafenin, kopuşların ve yalnızlaşmanın eşlik ettiği bir dönem başlayabilir. Bu süreç, sağlıksız bir şekilde kopmak (Düşüncesiz, plansız ve zamanından önce) ya da sağlıksız bir şekilde büyümek (Aşırı iyimserlikle/sonunu düşünmeden/yanlış yargılarla/bencilce) şeklinde kendisini gösterebilir. Satürn’ün ve özellikle Mars-Satürn karesinin ekisinin güçlü olduğunu düşünürsek, zamanından önce özgürleşmeye çalıştığımız alanlara geri dönmek ya da çok fevri/sabırsız davrandığımız yerlerde ise frene basmak zorunda kalacağız. Zamanlama veya hazırlık problemi yaşadığımız alanlarda, hamlelerimizi yeniden değerlendirmek ve düzenlemeler yapmak durumunda kalabiliriz. Bu açı, kişisel ve sosyal anlamda isyanın, başkaldırının ve anomalinin dozunu arttıracak; geleneksel/alışıldık modelleri sarsacak gibi görünüyor. Teknolojik anlamda da bir dizi yeniliğe ve buluşa sahitlik edeceğimiz bu dönem, değişim rüzgarına göre yelkenlerimizi ayarlamamız gerektiğine işaret ediyor…
Gözde Kara