GÜNEŞ-NEPTÜN KARŞITLIĞI

11-12 Eylül’de Başak’taki Güneş ile Balık’taki Neptün arasındaki karşıtlık kesinleşiyor. Bu gerilimli açı, yaşama ve insanlara karşı olan hassasiyetimizin ve duyarlılığımızın artabileceğine işaret ediyor. Bu hassasiyet de bizi daha savunmasız ve incinebilir hissettireceğinden, yaşamın gerçeklerinden ve zorunluluklarından kaçma eğilimimiz de artabilir. Neptün dokunduğu gezegenin prensibini “çözer” ve bulanıklaştırır. Bu durumda Güneş’e özgü ifadeler olan istekler, irade, yaşam gücü, yaşam amacı, ve canlılık gibi temalarda belirsizlik ve zayıflık deneyimleyebiliriz. Bu belirsizliğin içinde de yönelimimizi kaybedebiliriz. Ne istediğimizi ve ne yöne gitmek istediğimizi tespit etmek ve hem kendimiz hem de gündemimizdeki konularla ilgili “gerçekleri” oldukları gibi değerlendirmek zor olabilir. Bu gerilimli açı şu konuları önümüze getirebilir:

  • Yaşamdan memnuniyetsizlik ; gerçeklerden ve hayatın sorumluluklarından kaçış (Fantezi ve hayal dünyasında yaşamak)
  • Hayatla başa çıkmamızı zorlaştıran ve uyuşturan bağımlılıklar (Madde, uyku, aşırı TV seyretme gibi bir şeyi sınırsızca yapma eğilimi)
  • Bir şeyi/insanı/durumu olduğu gibi kabul edemeyip onu idealize etme/yüceltme eğilimi
  • Kendine güvenin, iradenin, canlılığın ve yön duygusunun azalması; ne istediğini ve nasıl yol alması gerektiğini bilememek
  • Gerçeği değerlendirmekte zorluklar, gerçeklerin çarpıtılması, aldanmaya ve aldatılmaya açık olmak
  • Aldanma sonucu yaşanabilecek hayal kırıklığı
  • Aşırı özveride bulunmak ya da “kurtarıcı” olma arzusu sonucu kurban durumuna düşmek, (Kurban/kurtarıcı rolleri)
  • Güneş bir eril figürü (özellikle baba/otorite gibi) temsil ettiğinden, yaşamımızda idealize ettiğimiz bir erkek veya otorite figürü ile yaşanabilecek problemler/hayal kırıklıkları
  • Sınırsızlık duygusuyla başkalarının alanına veya yaşamına aşırı müdahale

Bu açı değişken burçlarda (Başak-Balık) gerçekleştiğinden, yönelimimizi kaybederek akıntıyla sürüklenmeye ve bir çok konuda “netliğin” ve irade gücünün azalmasına neden olabilir. Kaotik ve bulanık olduğunu hissettiğimiz bir atmosferde de önemli kararlar vermeyi erteleyebiliriz. Bize çok cazip veya parıltılı görünen şeyleri sorgulamak, aşırı duyarlılık/duygusallık ile karar almaktan veya adım atmaktan kaçınmak, bizden kendi aleyhimize olacak şekilde aşırı özveride bulunmamızı talep eden insanlara/durumlara dikkat etmek ve günün/yaşamın önümüze getirdiklerine karşı “kabullenici” olmak oldukça önemli. Bir durumu olduğu gibi kabullenmek, çözüme de daha kolay ulaşmamıza olanak sağlayabilir. Bu eksen, Kendini adama (Balık)- Hizmet (Başak) ekseni; dolayısıyla egosal isteklerimizi aşıp başkalarına yarar sağlayacak bir şeyler yapmak, yardım etmek ya da bizim için anlamlı olduğunu düşündüğümüz bir konuya kendimizi adamak ve çok dağıldığımızı hissettiğimiz noktada ise inzivaya çekilip “iç sesimizi” dinlemek, bu açının getirebileceği belirsizlik ve çaresizlik duygusunu azaltmamıza yardımcı olabilir…

Gözde Kara