JÜPİTER-PLUTO KAVUŞUMU

13 yılda bir kavuşan Jüpiter ve Pluto, 12 Kasım’da Oğlak’ta 2020’nin son kavuşumunu gerçekleştiriyor. İlk kavuşum 4 Nisan’da, ikincisi ise, her iki gezegen de geri hareketteyken, 30 Haziran’da gerçekleşmişti. Bu son kavuşumda, yine Jüpiter ve Pluto ileri harekette. Büyümenin/yayılmanın gezegeni Jüpiter ile dönüşümün/gücün gezegeni Pluto arasındaki bu kavuşum, bir çok anlamda hem büyük bir dönüşüme işaret ediyor hem de bu dönüşüme aktif olarak katılacak gücü de bize sunuyordu. 2020 yılının başlangıcından itibaren, sosyal ve kişisel olarak bu kökten değişiminden nasibimizi almaya başladık. Şöyle bir geriye bakıp, özellikle Nisan ayı itibariyle hangi yaşam alanlarımızın tetiklendiğini, nelerin olduğunu ve ‘nasıl bir hikayeye’ başladığımızı düşünebiliriz. Sonrasında haziran ve temmuz aylarında bu ‘sancılı’ dönüşüm ve yenilenme hikayesinde, hem olayların gidişatını hem de kararlarımızı/inançlarımızı/duygularımızı derinden etkileyecek neler yaşadık? Dünyaya bakış açımızı ve düşüncelerimizi tamamen değiştirmek üzere kapımıza dayanan bu olaylara, yaklaşımımız nasıldı? Değişime direndik mi? Doğal bir döngüye teslim olarak değişimi ve ruhsal olarak güçlenmeyi mi seçtik yoksa hala eski yollarla ilerlemeye ve fanatikçe eskiyi savunmaya devam mı ettik? Bu durumlara verdiğimiz ‘yanıtlara’ bağlı olarak, 12 Kasım’daki bu son kavuşum, olayların artık tamamlanmak üzere ivme kazandığı bir döneme işaret ediyor. Yüzleştiğimiz gerçeklerle, kazandığımız içgörülerle, yani kavradıklarımızla ilerleyebilir ya da takılıp kaldığımız ya da saplantılı davrandığımız bir yerde ise köprüden önceki son çıkış gibi, bu ‘tıkanıklığı’ açacak ve uyanmamızı sağlayacak ‘kritik’ olaylarla ve krizlerle karşılaşabiliriz.

Bu kavuşumun yöneticisi Satürn Oğlak’ın son derecelerinde. ‘Kaderin ve zamanın Efendisi’ Satürn, kaçınılmaz olarak bizi maddi/manevi, sosyal/kişisel anlamda almamız gereken dersleri almaya ve bu süreçte yaptığımız seçimlerin sonuçlarıyla yüzleşmeye zorlayacak. Jüpiter-Pluto kavuşumunun, abartıya kaçmaya ve aşırı uçlara gitmeye eğilimli enerjisine sınır getirerek, bir çok konuda bizi kısıtlayacak ve sadeleştirecek. Oğlak’taki bu üç gezegenin transiti boyunca, yaşamın her alanında güç, kontrol ve otorite temalarıyla ilgili olarak sınandık. Yaşamımızın bazı alanlarında güçlü, otoriter ve kontrol sahibi olmak önem kazandı ve bunların derecelerini abartma (Jüpiter), tamamen kısıtlama ve yalnızlaşma (Satürn) veya ‘ya hep ya hiç’ yaklaşımları (Pluto) ile ayarlamaya çalışıyoruz. Dışarıdan gelen yaptırımlar, sorumluluklar ve yükler ile zorlanırken, ister istemez bizim için neler önemli/öncelikli seçmek ve geriye kalanı elimine etmek zorunda kalıyoruz. Bu süreçte anlam arayışımızın ve hayata dair inançlarımızın rengi de değişiyor. Oğlak’taki bu güçlü transitler, seçimlerin veya hataların sorumluluğunu almak, bazı yerlerde kazandığımız kadar bazı yerlerde kaybettiğimizi kabullenmek ve yalnız yol gitmemiz gereken yerlerde ise sorumluluk almak gibi önemli konuları gündeme getiriyor. Gücü ve otoriteyi, başkalarının yaşamlarına uygulamaya çalışmaktan ziyade, kendi kişiliğimize ve yaşamımıza uygulamak, yani kendi yaşam sorumluluğunu almak gerekiyor. Bu yılın sonunda Jüpiter ve Satürn, Kova’nın ilk derecesinde kavuşum yaparak yeni bir döngü başlatacaklar. Oğlak’taki Pluto, bu iki gezegenin Kova’ya geçmesiyle birlikte, burada yalnız kalacak. Dolayısıyla kontrol ve güç vurgusunun yerini, özgürlük ve eşitlik alacak. Bir hava burcu Kova’daki bu kavuşumla, hem düşünceler, teoriler, buluşlar önem kazanacak hem de mesafenin artmasıyla birlikte bireysellik de artacak…

Gözde Kara