MARS-SATÜRN KARESİ (2)

29 Eylül’de, Koç’ta geri hareketteki Mars ile Oğlak’taki Satürn arasındaki kare açının ikincisi gerçekleşiyor. Bu sefer, Mars geri harekette. Satürn ise bu açıdan bir gün sonra (30 Eylül’de), 11 Mayıs’ta başladığı geri hareketini tamamlayarak yeniden ilerlemeye başlayacak. Mars 28 Haziran’dan beri, yöneticisi olduğu ve doğasını “rahat” ifade edebildiği Koç burcunda fakat Oğlak’taki stelyuma (Jüpiter/Pluto/Satürn) yaptığı kare açılarla, 3 aydır, Mars’ın Koç’taki, ‘mücadele gücü, harekete geçmek, cesaret, enerjiklik, atılganlık ve inisiyatif almak’ gibi ifadelerinde problemler yaşıyoruz. Mars’ın gerilemeye başlamasıyla birlikte ( 9 Eylül’den sonra) bu enerjiyi “içe dönük” bir şekilde deneyimlemeye başladık. Bu da isteklerimizin peşinden gitmek, bir şeyleri başlatmak ya da cesaretle mücadele etmek isterken, koşullar, insanlar ya da kendi korkularımız tarafından engellenip geriye çekilmemize neden oluyor. Bu engellenme/hüsran duygusuna verdiğimiz tepkiler ise, ya pasif- agresif veya hiç mücadele etmeyen bir tarzda ya da aşırı saldırgan, dürtüsel ve “önünü görmeyen” bir şekilde olabilir. Bu iki durumda da, enerjimizi dengelemekte veya doğru kanalize etmekte zorlanıyor, yani Mars’ın “gölgelerini” yaşıyoruz.

Mars’ın Satürn ile gerçekleştirdiği bu ikinci kare açıysa, kendimizi, artan sorumluluklar, iş ve sınırlamalarla daha fazla kapana kısılmış hissedebileceğimizi ve artan yükü kaldırmakta zorlanabileceğimizi gösteriyor. Satürn’ün getirdiği “sınırların/engellerin” içimizdeki karşılıkları ise, korku, endişe, karamsarlık, kıtlık duygusu ve ne olursa olsun doğruyu yapma ve “mükemmel” yapma takıntısıyla kaskatı kesilmek şeklinde. Otoriteyle (ebeveynler/patron/öğretmen vs.) olan problemlere ve çatışmalara da işaret eden bu açı, bu figürlerin yanı sıra diğer insanlarla olan ilişkilerimizde de “hayır” yanıtını daha fazla alacağımıza ve reddedilmiş hissedebileceğimize işaret edebilir. Bize zorluk veren şeylerin çok ; keyif veren ya da ihtiyaç duyduğumuz şeylerin ise “kıt” olduğu duygusuyla, kendimizi elimizde bir çekiçle sert ve taş bir duvara “boşu boşuna” vuruyormuşuz gibi hissedebiliriz. Burada Satürn’ün vermek istediği ders, kendimizi o an rahatlatmak adına kısa süreli sonuçlara odaklanmak olmayabilir. Bu “sınırlamanın” amacı, bizi uzun vadeli, etkili ve adamakıllı sonuçlar alabilmek için, yaşamımızın bazı alanlarını yapılandırmamız, yani en iyi şekilde inşa etmemiz gerektiğidir. Bu, kendimize gerçekten en çok neyi istediğimizi, “önceliklerimizin” neler olduğunu sormamız, kendi doğamıza uygun olmamasına rağmen yaptığımız şeyleri bırakmamız ve gerçekten bizim için önemli olan şeylere odaklanmamız anlamına gelebilir. Satürn, başarıyı da temsil eder; Satürn’ün ödüllerini almanın yollarıysa, kararlılık, azim, çaba ve en önemlisi sabırdır…

Gözde Kara