JÜPİTER-NEPTÜN KAVUŞUMU

Balık’taki Jüpiter-Neptün kavuşumu 12 Nisan 2022’de kesinleşiyor. Jüpiter ve Neptün, 13 yılda bir kavuşuyorlar ve bu ikisinin döngüsü, idealizm, mistisizm, inanç sistemleri, fanatizm, din, dini/ruhani gruplar, ideal toplum yaratmak ve denizcilik gibi temalar ile ilişkilendiriliyor. Bir önceki kavuşum 2009 yılında 26 derece Kova’da gerçekleşmişti. Kova burcundaki kavuşum ise, bireylik, eşitlik, özgürlük, sosyal gruplar, bireyi/toplumu ileriye götürecek fikirler/teoriler, modernizm ve bilimsel/teknolojik gelişmeler gibi konuları gündeme getirmişti. Kişisel olarak bakarsak, yeni bir döngü başlamak üzereyken, bu döngünün başladığı 2009’da yaşamınızda nelerin baş gösterdiğini ve o zamandan bugüne kadar, bu konuların nasıl geliştiğini veya bu temalara bakış veya ele alış şeklinizdeki değişimleri düşünmek isteyebilirsiniz. Tabii ki Jüpiter’in ‘sosyal’ bir gezegen olarak, özellikle dünyayla ve yaşadığımız toplumla olan ilişkilerde; Neptün’ün ise ‘Satürn ötesi’ bir gezegen olarak, kolektif bazdaki ‘kontrol dışı’ olaylarda ve gelişmelerde etkili olduğunu unutmamak gerekir. Dolayısıyla bu ikisinin kavuşumu daha geniş çaptaki bir ‘ruhsal gelişime’ ve özellikle merhamet, şefkat ve kabullenicilik duygularının getirdiği ‘birlik duygusuna’ işaret ediyor.

Bu iki gezegen de Balık’ta yönetici (Geleneksel yönetici Jüpiter/Modern yönetici Neptün). Dolayısıyla, hem Jüpiter’in genişleten ve büyüten enerjisini hem de Neptün’ün çözen, arıtan ve ‘saflaştıran’ enerjisini daha güçlü bir şekilde hissedeceğiz. Bunun olumlu anlamda tezahürleri, genel anlamda yaşama veya evrene karşı inancın, güvenin ve ‘iyimserliğin’ artması, anlayışın/empati duygusunun gelişmesi, ruhani/dini/felsefi anlamda kişiyi veya toplumu geliştiren olaylar, kişisel veya kolektif anlamda perspektifin genişlemesi (sorun çıkaran veya ilerlemenin önünde engel teşkil eden bazı konuları tüm yönleriyle görmek, ‘saf gerçekleri’ algılayarak bu konuları ‘aşmak’), hukuk/yasalar/yargı ile ilgili konularda ‘olumlu’ gelişmeler, hayal gücüne ve ilhama dayalı alanlarda başarı, zihnimizin/ruhumuzun ‘bilinçdışı’ ve sezgisel yönünün daha çok farkına varmak, yaşamın alt akıntılarını sezebilmek, karşımıza çıkan ‘işaretleri’ veya ‘sembolleri’  okuyabilmek, rüyalarımıza daha çok dikkat etmek, içsel rehberliğimize (iç sesimize) daha çok güvenmek, belirsizlikle baş edebilmek, yaşamı akışına bırakabilme bilgeliği ve duygusal iyileşme şeklinde olabilir. Olumsuz anlamda ise, Jüpiter, Neptün’ün illüzyonlarını veya yanılsamalarını da büyütüyor. Bu iki gezegenin kavuşumu, abartı ve ‘sınırsızlık’ gibi temalara vurgu yapıyor. Birçok anlamda sınır koymakta zorlanmak, belirsizliğin artmasıyla birlikte yolunu şaşmak (ne yöne gideceğini bilememek-dağılmak), yaşamın getirdikleriyle baş etmeyi zorlaştıran bir duyarlılık/hassasiyet, gerçeklerden kaçma isteğinin artması, rehavete kapılmak, aldanma/aldatma temaları (yalanlar/hayaller/sanrılar), körü körüne bir şeye/bir kişiye (inanç/öğreti/dini gruplar/gurular vb.) inanmak ve kendini adamak, önyargının veya fanatizmin artması, ‘Kurban/Kurtarıcı’ kompleksine kapılmak, özellikle prensipler/inançlar üzerinden yaşanan hayal kırıklıkları, abartılı bir güvenle/iyimserlikle yanlış yargılarda bulunmak ve ‘ruhani’ bir kibir/gurur söz konusu olabilir.

Jüpiter ve Neptün 166 yılda bir aynı burçta kavuşuyorlar. En son 1856’da 18 derece Balık’ta kavuşum yapmışlar. Dane Rudhyar, 166 yıllık bu Jüpiter-Neptün döngüsünü bir ‘yürüme sürecine’ benzetir ve bu döngülerin Satürn’den bağımsız olarak anlaşılamayacağını ekler. Jüpiter ve Satürn sosyal gezegenler olarak, öncelikle insanların çeşitli gruplar veya topluluklar içinde geliştirdiği sosyal ve kültürel hedeflere işaret eder. Satürn, bireyin topluma katılımının sınırlarını ve kurallarını belirlerken (hiyerarşik yapılar, prosedürler, mevki, statü vb.), Jüpiter, sosyal, kültürel ve dini değerlere göre davranan bireye gelen maddi/manevi büyüme ve gelişim ile ilgilidir. Kolektif bir gezegen olan Neptün ise, çözülmüş, gevşek, sisli, puslu ve kaotik doğasıyla tamamen farklı bir gerçeklik düzeyine aittir. ‘Yürüme süreci’ benzetmesine geri dönersek, Rudhyar, Jüpiter-Neptün kavuşumunun, her 166 yılda Satürn’ün modası geçmiş darlığını çözdüğünü ve insanlığın bu çözülmeyle bir adım attığını söyler. Bu atılan adımla, geleneksel sosyal, kültürel ve dini değerleri ufak da olsa aşmak ve ilerlemek söz konusudur. Fakat bu ilerleme için öncelikle kargaşayla, belirsizlikle baş etmek ve siste ilerliyormuş gibi adım adım gitmek şarttır. Geçici bir körlük yaratan ilk dönemde, ‘panikle’, bilindik geleneksel sosyal ve dini yapılara kaçmak (ana rahmine döner gibi) söz konusudur. Bu kavuşum, teorik olarak geleceğimizin biçiminin  – belirsiz de olsa – görünür olduğu bir dönemi gösterir ve bizde bir tutum değişikliği ve yeni bir bilinç yaratma eğilimindedir. Bu ‘yeni bilincin’ yaratılması sürecinde, Balık’a özgü olarak, önce bir kaos veya ‘dağılma’ yaşasak bile, yaşamın önümüze getireceklerini hissetmek, sezmek ve hayatın doğal akışına güvenmek de söz konusu.

23 derecedeki bu kavuşumun Sabian sembol cümlesi ise şu şekilde: “Küçük bir ada, engin bir okyanusun içinde kaybolmuş görünüyor fakat yerlileri kendilerine yepyeni bir dünya yaratmışlar.” Bu sembol, bulunduğunuz çevrede (aile, iş, sosyal gruplar vs.) işbirliği yapmanız gerektiğine işaret eder. Anlaşmazlıkları aşmak gerekse bile, kişisel alanın, sınırların ve özgürlüğün ihlal edilmesi çözüm bulmayı ve dolayısıyla uzlaşmayı zorlaştırır. Sembol, kaynaşıklığın ve sınırsızlığın buradaki asıl sorun olduğunu söyler. Bireysel haklara ve isteklere saygı duyularak işbirliğine varmak gerekir. ‘Ada’, her ne kadar okyanusta kaybolmuş gibi görünse de, sınırları belirli ve üzerinde yaşamın olduğu bir yeri gösterir. Yaşam veya gelecek sizin için şu anda belirsiz olabilir, bu yüzden ‘şimdiye’ ve şu anda olduğunuz gerçekliğe odaklanmak, ‘an’ın’ gerekliliklerini yerine getirmek ve gerçek isteklerinize/ihtiyaçlarınıza uygun yaşamak ‘kişisel sınırlarınızı’ belirlemekte de faydalı olabilir. Sembol ayrıca şu soruları kendinize sormanızı ister: ‘Dönüp dolaşıp yaşamınıza geri gelen, hep aynı sorunları yaşadığınız kişiler kimler?’, ‘Merhamet duygunuzu sürekli sömürerek size zarar veren kişiler kimler?’,Eğer yalnız başınıza ıssız bir adaya düşseydiniz, yanınızda kimlerin olmasını isterdiniz?’,’Kimlere gerçekten güveniyor ve yaşamınızı paylaşmak istiyorsunuz?. Bu ayrımları yaparak, yaşamınızdaki bazı konuları çözmeniz veya iyileştirmeniz mümkün olabilir…

 Yazar: Gözde Kara

@astrolog_gozdekara

 

Artwork: “Dream of Solomon” by Luca Giordano (1634-1705)

 

Kaynaklar:

*Astroloji Dergisi, Barış İlhan

*Cosmos&Psyche, Richard Tarnas

* https://www.scribd.com/document/195336488/Dane-Rudhyar-The-Jupiter-Neptune-Cycle